Dünya Enerji Konseyi Türkiye ve Shell iş birliği ile dokuzuncusunu düzenlediğimiz DEK Konuşmaları programımız; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve DEK Türkiye Başkanı Dr. Alparslan BAYRAKTAR ve Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet ERDEM’ın açılış konuşmalarıyla başladı.

Shell Küresel Enerji Sistemleri, Hidrojenden Sorumlu Başkan Yardımcısı Paul BOGERS konuğumuzdu. “Dünyada Enerji Dönüşümü için Hidrojen” konulu sunumunu gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü TENMAK Yürütme Kurulu Üyesi Sn. Prof. Dr. İbrahim DİNÇER’in yaptığı, “Türkiye’nin Enerji Dönüşümü İçinde Hidrojenin Rolü” konulu panel, TENMAK Başkanı Sn. Prof. Dr. Abdulkadir BALIKÇI, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Sn. Dr. Veysel YAYAN ve TÜBİTAK-MAM, Hidrojen ve Yakıt Pili Teknolojileri Araştırma Grubu Lideri Sn. Doç. Dr. Fehmi AKGÜN’ün katılımlarıyla gerçekleşti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve DEK Türkiye Başkanı Dr. Alparslan BAYRAKTAR;

Sayın BAYRAKTAR, hidrojenin dünyada ve Türkiye’de enerji dönüşümünde rolünü bu perspektiften ele almak istendiğini belirterek konuşmalarına başladı.

Enerji dünyasının en önemli trendlerinden birisi olan elektrifikasyonun tamamlayıcısı olarak hidrojenin, hammadde, yakıt, enerji taşıyıcısı ve enerji depolama amaçlı olarak muhtelif görevleri sanayide, ulaştırmada elektrik ve binalar sektöründe üstlenebileceğini belirterek konuşmalarına devam etti.

Sayın BAYRAKTAR;

  • Bundan beş yıl önce neredeyse hiçbir ülkenin hidrojen planlaması yok denebilecekken bugün Türkiye’yi de içeren kırktan fazla ülke stratejilerini ya açıklamış ya da geliştirmeye başlamış durumdadır.
  • Net sıfır emisyona gidiş doğrultusunda çeşitli araçlar devreye alınmalı ve geleneksel usuller dışında hidrojen gibi yeni yöntemler ve teknolojiler mutlaka değerlendirilmelidir. Yol haritası oluşturulmalıdır.
  • Karbon yakalama, kullanım ve depolama teknolojilerine destek sunmasıyla ve ülkemize yeni bir ihracat alanı sunmasıyla da öne çıkmaktadır.
  • Hidrojenin yenilenebilir kaynaklı üretimi ile yani yeşil hidrojenle iletim kısıtlarına maruz kalmadan, doğruda hidrojen üretim amaçlı yüksek ölçekli güneş, rüzgar enerjisinden elektrik üretim santralları kurulumuna olanak sağlamaktadır.
  • Ülkemiz doğal gaz üretim ve iletim alt yapısı bağlamında bölgesinde ve dünyada sayılı ülkeler arasında yer almaktadır. Bu anlamda hidrojenin doğal gaz ile harmanlanmasına ve ihracatına da önemli fırsatlar açmaktadır.
  • Hidrojen dağıtım boru hatları ve nihai kullanım ekipmanlarının geliştirilmesiyle bu potansiyel hayata geçirilebilecektir.
  • ETKB olarak çalışmakta olduğumuz uzun dönemli Türkiye enerji sistem modeli ile enerji piyasalarımızı ve 2053 net sıfır emisyon hedefi yolundaki enerji sektörünün bileşenlerini ele alıyoruz. Önümüzdeki dönemde hidrojen üretimi ve iletimini kapsayan bu modelin sonuçlarını kamuoyu ile paylaşacağız.
  • Enerjide küresel çapta yaşadığımız bu kaotik ve belirsizlikle dolu dönemin yeni teknolojilerin daha hızlıca devreye girmesine vesile olacağını düşünüyorum. Bize düşen doğru politikaları uygulamak, doğru regülasyonları, piyasa bazlı teşvik mekanizmalarını ortaya koymak, sektörel stratejileri de bu doğrultuda belirlemek, ilgili sektörlerle bu stratejileri geliştirmek ve her şeyden önemlisi politik kararlılıkla bunları sürdürülebilir kılmaktır.

Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet ERDEM;

Sayın ERDEM konuşmalarında;

Hidrojen birçok sektörde kullanılabilecek ve ülkemizin de potansiyelinin ve ihtiyacının olduğuna inandıkları bir enerji kaynağı olduğunu belirtmiştir.

Shell Küresel Enerji Sistemleri, Hidrojenden Sorumlu Başkan Yardımcısı Paul BOGERS “Dünyada Enerji Dönüşümü için Hidrojen” sunumunda;

Shell’in 2050 yılında net sıfır emisyonla faaliyet gösteren bir şirket olma yolculuğunda hem de dünyada enerji dönüşümü için hidrojenin önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Türkiye’nin net sıfır hedefine ulaşmak için enerji sisteminde üretimden tüketimine kadar olan zincirde yapısal değişime ihtiyacımız var ve hidrojenin nakliyeden sanayiye kadar çeşitli sektörlerde kullanımı için büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyoruz.

Shell, üretim, depolama, boru hatları ile nakliye, hidrojen nakliyesi ve son müşteri çözümleri gibi hidrojen tedarik zincirinin birçok noktasında fırsatlar görmektedir. Shell tüm değer zincirinin gelişimini sağlamak için iş modellerini ve birden çok bölümünü birbirine bağlayabilir. Yenilenebilir kaynaklardan elden edilen hidrojen buna örnek verilebilir. Shell, açık deniz rüzgarı gibi yenilenebilir enerji üretimini elektroliz kullanarak hidrojen üretimi ile entegre etme yeteneğine sahiptir. Üretilen hidrojen kendi rafineri varlıklarımızda ve ayrıca üçüncü taraf müşteriler ve yakıt perakende ağı tarafından kullanılabilir.

Sunum

Etkinlik detayı

Diğer İçerikler