ÖZET:

Rüzgar, ısınma için doğalgaz talebinde, rüzgarın yönüne göre hissedilen soğukluğu dolayısıyla talebi arttırıcı etki yapar. Elektrik üretiminde ise, çok rüzgarlı günlerde, doğalgaz santralleri düşük fiyatlardan dolayı tam kapasite çalışma imkanı bulamayabilir. Yani rüzgarın esmesi bir tarafta konut talebini arttırabilirken diğer taraftan elektrik için doğalgaz talebini düşürebilir. İkisinin etkileşimi sistemdeki hidrolik üretimi ve ithal kömür fiyatları gibi başka faktörlere de bağlıdır. Bu Q raporunda, 1 Aralık 2017’den itibaren doğalgaz talebi ile rüzgar arasındaki ilişkiye bakıyoruz. 1000 MW’lık güneş ve rüzgar kapasite artışının doğalgaz şebekesine etkisine de değineceğiz.

YÖNTEM:

BOTAŞ EBT’de günlük doğalgaz istatistikleri 1 Aralık 2017’den beri yayınlanıyor. Rüzgar ve toplam elektrik üretim verisi EPİAŞ Şeffaflık Platformundan alındı. Doğalgazda 1 Aralık 2017’nin gaz günü, 1 Aralık 2017 saat 08:00’da başlıyor ve 2 Aralık 2017 saat 08:00’den önce bitiyor. Dolayısıyla, saatlik elektrik verilerinden gaz gününe uygun toplam elektrik üretimi ve rüzgar üretimi rakamları hesaplandı. Excel’de rüzgarın değişim oranının ilintilerine bakıldı. Rüzgarın günlük değişiminin histogramı çıkarıldı. Boruhattı stok rakamları ve değişimleri ile kıyaslandı.

ANALİZ:

Doğalgaz talebi ile rüzgarın elektrik üretimindeki payına aynı grafikte baktığımızda, ikincil eksende yer alan elektrikteki rüzgar oranını yukarı doğru azalan şekilde ters çizdirirsek (yukarı doğru azalan), ters bir ilişkinin olduğu görülebilir. Rüzgarın elektrik üretimindeki payı düştükçe şebekeden doğalgaz çıkışı yani talebi artmaktadır.

1 MWh’lik bir rüzgar türbini, %53 verimli bir doğalgaz santralini baz alırsak, 177 m3 doğalgaz eşdeğeri gaz talebini sistemden düşürmektedir.

1 Aralık 2017 ile 30 Ocak 2018 döneminde rüzgar üretiminin doğalgaza yer açışı yavaş olmuştur. Yani rüzgardan elektrik üretimi hızlı üretim artışı ve yavaş üretim düşüşü görmüştür. Bu sonuç frekans grafiğinden de görülmektedir.

Bu dönemde ortalama olarak rüzgar üretimi, doğalgaz şebekesine 11 milyon m3/gün’lük bir gaz girişi eşdeğeri destek sağlamıştır. Doğalgaz talebi ile rüzgarın birbiriyle ilişkilerine baktığımızda aşağıdaki grafik bulunacaktır.

Dolayısıyla, rüzgar arz güvenliğinin kış döneminde önemli bir elemanı olmuştur. Bu kış dönemini baz alır, Q12’de yer alan güneşin etkisini de hesaba katarsak, havanın bulutsuz ve rüzgarın orta seviyede olduğu kış dönemi için her 1000 MW rüzgarın şebekeye 1,7 milyon m3/gün, her 1000 MW güneşin de 1 milyon m3/gün destek sağladığını söylemek abartı olmaz. Bunun daha mı ucuza geldiği yoksa daha pahalı bir yöntem mi olduğu ise ayrı ve zamanla cevabı değişen bir tartışmadır.

SONUÇ:

Rüzgar ve doğalgaz arasındaki etkileşim bilinmeyen bir şey değildir. Ancak bu kış dönemi özelinde, rüzgarın doğalgaz şebekesine nasıl destek olduğunu sayısal olarak incelediğimizde etkinin önemli olduğu görünüyor. Yenilenebilir kaynaklar bir tarafta şebeke dengesi açısından doğalgaz santrallerini yanlarında isterken diğer taraftan da onların şebekedeki payını azaltıcı etkide bulunmaktadır. Rüzgar ve güneş hem talebi hem de üretimi etkilemektedir. Hava sıcaklığını daha sıcak ya da soğuk hissetmemize etki ederler. Baz yük santrallerinin paylarını ve piyasa fiyatlarını düşürürler. Bu etkinin iyi mi kötü mü olduğu yıllar boyunca tartışılmaya devam edecek.

İndirmek için

Diğer İçerikler