Milli Komitemiz (DEK-TMK) tarafından 20 Aralık akşamı ilki düzenlenen enerjiye dair her şeyin konuşulduğu DEK Konuşmaları’nın ilkinde Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr.Fatih BİROL konuğumuz oldu.

BİROL, Uluslararası Enerji Ajansı’nın her sene çıkardığı ve dünyanın en çok satan enerji kitabı olan Dünya Enerji Görünümü 2017 (World Energy Outlook 2017) raporundaki vurucu bazı tespitleri izleyiciler ile paylaştı. Dünya Enerji Görünümü 2017 raporunda dört adet önemli yapısal değişim tespit edilmiştir:

  1. ABD petrol ve doğalgaz üretiminde rakipsiz bir lider olma konusunda çok önemli adımlar atmıştır. Kaya gazı ve kaya petrolü devrimi ile önemli bir ihracatçı haline gelmektedir.
  2. Güneş enerjisi maliyetlerinde son derece ciddi düşüşler gözlemlenmiştir. Güneş maliyeti 2014-2017 arasında yarıya düşmüş, 2020’ye kadar bir bu kadar daha düşüş beklenmektedir. Güneş enerjisi ülkeler için giderek daha karlı bir enerji kaynağı olmaya başlamıştır.
  3. Dünya’nın en büyük enerji tüketicisi olan Çin’in ekonomi ve enerji politikalarında büyük değişim yoluna gittiği gözlemlenmiştir. “Gökyüzünü yeniden mavi yapma” sloganı ile Çin, artık dünyanın ağır işçisi olmaktan temiz enerji liderliğine soyunmuş bir ülke olarak öne çıkmaktadır.
  4. Elektrifikasyon enerjinin geleceğidir. Elektrik talebi artışı 60% ile toplam enerji talebinin 30%’luk büyümesinden daha fazla bir büyüme göstermiştir.

Bu değişimler ülkelerin enerji güvenliği, enerji maliyetleri ve çevre ile ilgili ezberlerini yeniden gözden geçirmesi gerekliliğinin altını çizmektedir. Küresel alanda rollerde de değişimler gözlemlenmektedir. Orta Doğu ülkeleri dünyanın en önemli üreticileri olmaya devam etmekle beraber bir yandan da önemli tüketicileri olmaya başlamıştır. Diğer yandan, ABD Dünya’nın en önemli ithalatçısı iken önemli bir enerji ihracatçısı olmaya başlamıştır.

Enerji kaynaklarına gelinirse kömür ve petrolde önümüzdeki yıllarda büyümenin ivmesi azalarak devam etmesi öngörülmüştür. Gözlemler, doğalgaz için büyüme hızının korunarak devam edeceğini ancak bu büyümenin elektrik üretimi ile değil sanayi ve ısınma ihtiyaçları ile korunacağına işaret etmektedir. Kaynaklar arasında en büyük büyümenin ise yenilenebilir enerji ve nükleerde gerçekleşmesi beklenmektedir.

Çin, Dünya Enerji Görünümü 2017 raporunda önemli bir yer tutmuştur. Geçmiş 10 yılda kömürde gerçekleşen büyümenin tamamı Çin’den gelmiş, takip eden hava kirliliği nedeniyle kısıtlayıcı düzenlemelere gidilmiştir. Çin, doğalgaz piyasalarında istikrar bozan önemli bir faktör haline gelmiş, 2017 yılında LNG ithalatı %40 büyümüştür. Ülke ayrıca dünyanın bir numaralı güneş, rüzgar, nükleer ile elektrikli araba ülkesi haline gelmiş, enerji teknolojileri konusunda ülkeler arasında süren büyük yarışta en fazla kar eden ülke olarak dünyadaki 10 güneş panelinden 6’sını üretmektedir.

Önümüzdeki 20 yılda Çin’in mevcut kapasitesine bir ABD ekleyecek şekilde büyüyeceği ve benzer şekilde, Hindistan’ın da 20 yılda bir Avrupa kadar enerji yatırımı gerçekleştirmesi beklenmektedir. Bu yüzden dünyanın geri kalanı için Pekin ve Yeni Delhi’de alınacak kararlar son derece önem taşımaktadır. Bu ülkeler, hangi teknolojiye ya da kaynağa yatırım yaparlarsa sistemi o yönde değiştirecektir.

Elektrikli arabalar en çok gündeme getirilen konular arasında yer almaktadır. Dünyada 2 milyon elektrikli araba bulunmaktadır. Toplam 1 milyar aracın 1 milyonu ise Çin’de bulunmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı elektrikli arabaların sayısının hızlı bir şekilde artmasını beklemekte ve 2040 yılında sayısının 300 milyona varacağını düşünmektedir. Bunun sonucu olarak elektrikli arabalar ve konvansiyonel araçlardaki verimlilikten dolayı petrol talebinin düşeceği öngörülmektedir. Bu yüzden elektrikli arabaların kullanımının yaygınlaşması birçok ülkenin ekonomisinin tek bir ürüne dayalı olmasını riskli hale getirmektedir. Bununla birlikte kamyonlar, uçaklar ve petrokimya tesislerinde petrol talebinin artmaya devam etmesi beklenmektedir. 2017’de petrol talebindeki büyümenin %35’i sadece Asya’daki kamyonlardan gelmiştir.

Petrol ve doğalgazda ABD’nin üretiminin hızlı bir şekilde artacağı ve petrolde Suudi Arabistan’ı ve doğalgazda Rusya’yı geçeceği tahmin edilmektedir. Önümüzdeki 6 yıl içerisinde ABD ile Rusya üretimi arasındaki farkın %30’un üzerine çıkmasını beklenmektedir. Paris İklim Anlaşmasından çekilme kararına rağmen 2017’de Dünya’da en büyük emisyon azaltımı ABD’de gerçekleşmiştir. 2017’de de hızla artan rüzgar, güneş enerjisi ve kaya gazı ile bu trendin devam etmesi beklenmektedir.

Doğalgazın %60’ı boru hatları ile %40’ı ise LNG olarak taşınmaktadır. LNG’nin payının ciddi bir şekilde artması öngörülmüştür. Bu büyümenin büyük kısmının ABD, Avusturalya, Kanada, Doğu Afrika’dan gelmesi beklentiler arasındadır. Amerika, Kanada ve Avusturalya yeni gaz ihracatçıları olarak ortaya çıkacak, Türkiye gibi gaz ithalatçısı ülkeler ithalat kaynağında daha fazla seçeneğe sahip olacaktır. Bu ülkeler LNG ihraç etmeyecek olsa bile bu opsiyonu elinde tutması mevcut kontratlarında daha iyi fiyatlar elde etmeleri için önemli bir koz olacaktır. 2000’de ithalatçı ülke sayısı 5 iken, 2020’de bu sayının 50’ye ulaşması beklenmektedir.

Paris taahhütlerinin tümünün zorunlu olmadığı halde yerine getirildiğini varsaysak bile Dünya’nın ısısı 3 derece artacaktır. Paris’te belirlenen hedef ısı artışının maksimum 2 derece kalmasıydı. Çözüm (1) enerji verimliği, (2) doğalgaz, (3) güneş enerjisi ve (4) elektrikli araçlarda yatmaktadır. Normal yatırımların %15 artırılması ile bu hedeflere ulaşılabilir.

Elektrik depolamada hangi ülke öne çıkarsa önemli bir avantaj elde edecektir.

Nükleerin önemli bir rol oynaması beklentiler arasındadır. Japonya Başbakanı Sayın Abe’nin nükleere dönüş kararını Uluslararası Enerji Ajansı son derece pozitif bir gelişme olarak yorumlamıştır. Nükleerin Türkiye gibi elektrik talebi büyüyen ve büyüyecek olan ülkeler için son derece önemli olduğu düşünülmektedir.

Özetlemek gerekirse, Dünya Enerji Görünümü 2017 raporu aşağıdaki sonuçlara varmıştır:

  1. ABD’deki petrol ve doğalgazdaki gelişmeler dış politika dahil her şeyi ve herkesi etkileyecektir.
  2. Doğalgaz esnek bir yakıt olduğu için çevre konusunda önemli bir araç olacaktır.
  3. Çin geçmişte tüm enerji piyasalarını sallamıştı. Yeni enerji teknolojileri ile yeniden sallayacaktır.
  4. Sürdürülebilir kalkınma için iklim değişikliği ile birlikte enerjiye erişim ve hava kirliliği konusunda uluslararası bir iş birliği gerekmektedir.
  5. Elektriğin daha önemli bir role sahip olması beklenmektedir. Elektrik yatırımları geçen yıl ilk defa petrol ve doğalgaz yatırımlarının önüne geçmiştir. Elektrik dijitalleşmeye birlikte ele alınmalı, regülasyonlar, siber güvenlik vb. konularda önemli değişiklikler yapılmalıdır.

Diğer İçerikler