ÖZET

Eğer hükümetler ve küresel şirketler taahhüt ettikleri reformları ve yatırımları yerine getirirlerse, iklim değişimi ve küresel ısınma korktuğumuz kadar geleceğimizi etkilemeyebilir. Johnson ve Macron’u bir araya getiren çok az şey var. İklim değişimi bunların başında geliyor. Geçtiğimiz haftalarda ve aylarda, 70’ten fazla ülkenin lideri iklim değişimi ile mücadele için önemli taahhütlerde bulundular. Dünyanın en büyük karbon emisyon sorumlusu olan Çin, 2060’ta sıfır emisyona ulaşacağını taahhüt etti. Küresel karbon emisyonlarının %63 sorumlusu olan ülkeler sıfır emisyon hedeflerini açıkladılar.

Paris Anlaşması imzalanalı 5 yıl oldu. 189 ülke iklim değişimi ve küresel etkileri üzerinde mutabık bir şekilde Paris Anlaşması’nı imzaladı. Fakat geçtiğimiz 5 yılda yapılan reform ve çalışmalar, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmaktan uzak olduğumuzu ortaya koydu. Hükümetlerin, Paris Anlaşması’nın nasıl ve ne şekilde ilerlemesi gerektiği konusundaki görüş farklılıkları, atılacak adımlar konusundaki ikilemler, artmaya devam eden küresel ısınma ve belki de en önemlisi karbon emisyonlarının dünyadaki en büyük 2. sorumlusu ABD’nin anlaşmadan çekilmesi Paris Anlaşması’na geçtiğimiz 5 yılda gölge düşürdü. Geçtiğimiz 5 yıl aynı zamanda, tarihteki en sıcak 6nci, 5 yıllık periyot olarak kayıtlara geçti.

BM Genel Sekreteri, dünyanın yüzyılın sonunda 3C daha sıcak hale gelebileceği uyarısında bulundu. Fakat COVID19 Krizi, bu politika ve eğilimleri değiştirecek gibi duruyor. Çin, Japonya, Güney Kore gibi büyük ekonomiler sıfır emisyona ulaşacakları tarihleri taahhüt ettiler. ABD’de Biden Yönetimi’nin iktidara gelecek olması da önemli bir fırsat. Eğer Biden 2 trilyon $’lık İklim Planı’nı yürürlüğe koyabilirse bu büyük bir dönüşümü beraberinde getirecektir. Biden, ABD’nin 2035’te %100 yenilenebilir enerjiden üretilen sıfır emisyonlu elektrik tüketiyor olacağını ve 2050’da sıfır emisyon hedefine ulaşacağını taahhüt etti.

Wageningen Üniversitesi’nden Niklas Hohne, “Eğer bütün ülkeler taahhüt ettikleri sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda gerekli adımları atarlarsa Paris Anlaşması hedeflerine ulaşabiliriz” dedi. NewClimate Institute ve Climate Analytics’in ortak çalışmasına göre, bu yüzyılın sonunda küresel sıcaklık 2,1 C artış gösterebilir.

COVID19 Krizi, emisyon oranları tarihinde bir dönüm noktası oldu. 2020’de küresel emisyonların %6,7 düşmesi bekleniyor. Bu 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana gerçekleşen en büyük düşüş oranı. Sadece hükümetlerin sıfır emisyon hedefleri ve COVID19 Krizi değil, özel sektörün ve birçok yatımın fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, yenilenebilir enerji maliyetlerinin geçtiğimiz 10 yılda çok büyük oranda düşmüş olması, dekarbonizasyon teknolojileri üzerine dünyanın birçok yerinde önemli çalışmaların yapılıyor olması gibi önemli unsurlar Paris Anlaşması hedeflerinin ulaşılabilir olduğu umudunu artırıyor.

Paris Anlaşması imzalandığından bu yana geçtiğimiz 5 yılda elektrikli araç satışları 4 kat arttı. 2015’te küresel elektrikli araç satışı 572.000 idi, 2020’de bu rakam 2,3 milyona çıktı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’a göre, 2020 yılında ilave edilmiş kapasitenin %90’ı yenilenebilir enerji oldu. Bu oran, Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015’te %50 idi. Küresel kömür talebi 2013’ten bu yana devamlı bir düşüş seyri içerisinde. IEA’ye göre, 2025’te yenilenebilir enerjiden üretilen elektrik miktarı, kömürden üretilen toplam elektrik miktarını ilk defa geçecek ve yenilenebilir enerji elektrik üretiminde kömürü yarım asırlık tahtından indirecek.

AB ülkelerinin uygulamaya koydukları Yeşil Anlaşma ve bunun özel sektörde yarattığı ivme, COVID19 Krizi’nin enerji sektörü ve küresel ekonomi üzerinde yarattığı büyük etki ve küresel aktörlerin iklim hedefleri, fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara yönelişin artması, yenilenebilir enerji maliyetlerinin devamlı düşüyor olması Paris Anlaşması’nın uygulanabilirliğini artırıyor.

Kaynak: “Climate change: ‘the Paris goals are within reach’”, Financial Times

İndirmek için tıklayın

Diğer İçerikler