Dünya yalnızca 2020’de 503 milyar dolar olmak üzere son on yılda dekarbonizasyon için birkaç trilyon dolar harcamasına rağmen karbon emisyonlar hala artıyor. Pandemi 2020-2021 döneminde bu artışı biraz durdursa da 2022-2023’teki emisyonlar tüm rekorları kıracak ve 55 milyar ton/yılı aşacak gibi görünüyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, küresel elektrik talebi 2021’de %5, 2022’de ise %4 artacak ve bu artışın yarısı fosil yakıtlardan, özellikle gelişmekte olan dünyada yeni kömürden karşılanacak. Enerji sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonları, 2022’de 34 milyar tonu aşarak rekor seviyelere yükselecek.

Nükleer enerji üretiminin 2020’de %4 düştükten sonra 2021’de yalnızca %1 büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu, karbon emisyonlarının bu kadar artmasının önemli bir nedeni olarak görülmektedir.

2020’de %7 büyüyen yenilenebilir elektrik üretimi artmaya devam edecek ancak artan talebin yarısını bile karşılamayacak. Yenilenebilir ve nükleerdeki büyüme fosil yakıtların büyümesini geçene kadar ve büyük oranda önümüzdeki otuz yılda çözmemiz gereken çevre sorunlarına karşı hiçbir ilerleme kaydedemeyeceğiz.

Yenilenebilir ve tamamen elektrikli araçlar bir yana, tüm fosil yakıtlar, öncelikle gelişmekte olan dünyadaki ekonomik büyüme nedeniyle dünya çapında artıyor. Kömür bile dünya çapında artmakta ve hidro, nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarının toplamından daha fazla güç üretmektedir.

IEA, “Analizlerimiz, küresel elektrik piyasalarındaki kısa vadeli eğilimin sıfır emisyon yolu ile tutarlı olmadığını gösteriyor” açıklamasında bulundu. Emisyonlar gelişmiş ülkelerde biraz düşerken, gelişmekte olan ülkelerde artmaya devam ediyor.

2050’ye kadar Net Sıfıra giden çok sayıda Yol Haritası olsa da bunun gerçekleşeceğine dair gerçek bir projeksiyon yok. 2050 yılına kadar küresel emisyonların 30 milyar ton/yıl’ın çok altında tutulacağı ciddi bir projeksiyon yok. Bunun nedeni, petrol ve doğal gaz kullanımının artmaya devam etmesidir. Petrol ve doğalgaz yüzyılın ikinci yarısına kadar hiç azalmayacaklar ve kömür sadece %15 kadar azalacak.

Bu yeni düşük karbonlu enerji karışımının maliyeti 65 trilyon dolar olacak ve mevcut durum ile gidilmesi durumunda ise 63 trilyon dolara ulaşacak. Yani yaklaşık olarak aynı seviyelerde olacaktır. Fosil yakıttan düşük karbonlu enerjiye geçişte toplam maliyet farkı yakıt maliyetleri yerine sadece ön sermaye maliyetlerindedir:11 trilyon dolara karşı 28 trilyon dolar.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı tarafından dünyanın karbondan arındırılması için maliyetin sadece enerji değil, tüm sektörler bağlamında 2050 yılına kadar 100 trilyon doları aşacağı öngörülüyor. Yakın tarihli bir McKinsey raporunda, yalnızca sanayi sektörünü karbondan arındırmanın tahmini maliyeti, bugün ile 2050 arasında yaklaşık 21 trilyon dolar olacaktır, ancak teknolojiler ve verimlilikler ilerlemeye devam ederse her ikisi de önemli ölçüde daha düşük olabilir. Ancak, dekarbonizasyonun hedefindeki risk nükleer enerji eksikliğidir. Slovak Cumhuriyeti’ndeki Mochovce 3 nükleer ünitesinin bu yıl ticari faaliyete başlaması bekleniyor, ancak Fransa’daki Fessenheim nükleer santrali ve İsveç’teki Ringhals’in 2020’de kapatıldı.

Almanya’da 4,3 GW nükleer, İngiltere’de 2 GW ve Belçika’da 1 GW’ın 2022’nin sonundan önce kapatılmasıyla birlikte, Finlandiya’da Olkiluoto 3 EPR ticari faaliyete başlamasına rağmen nükleer elektrik üretiminin 2022’de tekrar %3 oranında düşmesi muhtemel görünüyor.

ABD’de EIA, 2050 yılına kadar 9,1 GW nükleer kapasitenin yanı sıra, mevcut santrallerin daha fazla elektrik üretmesine olanak tanıyan operasyonel değişikliklerden kaynaklanan 4,7 GW ilave nükleer kapasitenin daha ekleneceğini tahmin ediyor. Çin ise 2035 yılına kadar 180 GW’lık yeni nükleer santral planlıyor. Dünyanın geri kalanı da orantılı olarak aynı şeyi yapsa, bir şansımız olabilir belki.

Konuyu özetleyecek olursak trilyonlarca dolar harcadıktan sonra bile fosil yakıt kullanımını azaltmak için makul bir iş yaptığımızı düşünüyorsanız, ne yazık ki yanılıyorsunuz. Bir planın olması güzel, ama gerçeğe dayanmıyorsa, gerçekleşmeyecektir.

Kaynak: “Global Emissions Are Still Rising”, Forbes

İndirmek için tıklayın

Diğer İçerikler