Yakında güneş ve rüzgar enerjisi ölçek ve maliyet bazında petrol ve doğal gazla rekabet edebilir.

2010 yılında, su ısıtıcınızı kaynatmak için güneş enerjisi kullanmak yaklaşık 0,03 £’e mal oluyordu. UBS’deki araştırma ekibinin tahminlerine göre, 2020 yılına gelindiğinde maliyet bir sentin yarısına düşmüş olacak. 2030’a kadar ise, maliyet sıfıra yakın olup neredeyse ücretsiz olacak. Bu gezegen ve muhtemelen ekonomi için harika bir haber. Sadece çay yapmanın dışında bol, ucuz, temiz enerjinin pek çok alanda kullanılabileceğinin habercisi.

Yenilenebilir enerjilerin yakında tüm alternatiflerden daha ucuz olabileceği inancı enerji sektöründe bir kurumsal eylem dalgasına sebep oldu. Halihazırda pek çok büyük Avrupa şirketi (sektör endeksinin yaklaşık yarısı) kısa bir süre önce basın yoluyla alımlar, elden çıkarmalar veya devralmaları duyurmasıyla bu işleri büyük ölçüde yeniden şekillendirebileceğini müjdeledi. Bu konuda en son adım offshore rüzgar uzmanı Orsted’den geldi. Geçen hafta yaptığı açıklamaya göre Lincoln Clean Energy’yi satın alıp işlerini ABD onshore rüzgarlarında genişleteceklerini duyurdu.

Sektörün temel ekonomisi değiştiği için, kurumsal faaliyetlerin mantıklı olduğuna inanılıyor. Geçtiğimiz yıl, herhangi bir sübvansiyon ya da vergi kesintisi olmaksızın uygulanabilir olan büyük rüzgar ve güneş enerjisi projelerinin ortaya çıkması; yenilenebilir enerji kaynaklarının, dünyanın enerji bakanlarının karar verdikleri hızdan ziyade, teknoloji gelişiminin izin verdiği kadar hızlı büyümeye başlayabileceği anlamına geldi. İkinci faktör ise, hükümetlerin maliyetleri sabitlemesi. Sübvansiyonların mevcut olduğu durumlarda, şirketler artık rekabetçi ihalelerde teklif vermeli. Bu açık artırma modeli, hiç kimsenin beklemediği bir seviyede yenilik ve verimliliği artırıyor. Örneğin; İngiltere’de, ihale sadece üç yıl içinde deniz rüzgarı maliyetini yarıdan fazla azalttı. Almanya’da ise, 2015’ten bu yana kabaca yarıya kadar yenilenebilir enerji primini azaltmaya yardımcı oldu.

Maliyetler üzerindeki bu baskının bir başka önemli etkisi daha var; geliştiricileri ölçek için yeni ve küresel bir yarışa doğru itmek. İlk olarak, rüzgar ve güneş çiftlikleri büyüyor. Günümüzde bazı güneş enerjisi projeleri, bir milyon panelden daha fazla ve açık deniz rüzgar türbinleri, 100 metreye yakın bıçaklara sahip bir gökdelenden daha uzun. İkincisi, şirketler, tedarik zincirlerinde daha fazla satın alma gücü ve daha fazla sinerji, veri ve işletme uzmanlıklarını yenilenebilir portföylerinden çıkardıkları için giderek daha da büyüyorlar. Bu sebeple, endüstrinin yapısının değişmesi artık bir ihtiyaç. Sonuç olarak; hizmet sektörü topun ağzında ve yönetim ekiplerinin plan yapmaları için çok erken değil.

Kaynak: ”Renewables are primed to enter the global energy race”, Financial Times

İndirmek için tıklayın

Diğer İçerikler