Bu sonbaharda Olumlu Yatırım Yönetimi (AIM), iklim risklerine odaklanan yıllık Ny-Alesund Sempozyumu’na katıldı. Yüksek Arktik’ teki bu üst düzey toplantıda 53 delege, iklim araştırmacıları, yatırımcılar, yeşil tahvil ihraççıları ve politika yapıcılardan oluşuyordu. Bu topluluk, finansal sistemin, iklim risklerini nasıl yönettiğini tartışmak için bir araya geldi.

Tüm yatırımların olumlu ya da olumsuz, sosyal ve / veya çevresel olarak bir etkisi vardır. Benzer şekilde, sel ve kuraklık gibi iklim olaylarının da finansal açısından bir etkisi vardır. Sempozyumda da şu soru gündeme getirildi: İklim risklerini değerlendirmek ve yönetmek için mali sistem nasıl hazırlanır? Gelişmekte olan bir çözüm, hızla büyüyen yeşil tahvil piyasası. Bu piyasa, 2008 yılında ortaya çıkmış ve bugün yaklaşık olarak 400 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Ancak yine de yıllık olarak gereken 1 trilyon dolarlık yeşil finansın oldukça altındadır.

Yeşil tahviller, son yıllarda yeşil finansman akışlarını destekleyen finansal inovasyon açısından önemli başarı öykülerinden biri. Bu hızlı büyüyen, yükselen varlık sınıfının iklim risklerini yönetmede etkili bir araç olabileceğinin birçok nedeni var. İlk olarak, yeşil tahvil yapısı düşük karbonlu varlıkları finanse etme eğiliminde. Toplam yeşil tahvil ihracının yaklaşık % 40’ı yenilenebilir enerji üretimi gibi enerji projelerine yönelmiş ve LO-Funds Küresel İklim Tahvili fonunun % 87’si (Environmental Finance dergisinin Yılın Yeşil Tahvil Fonu kazananı) 2017’de azaltma odaklı faaliyetlerde bulunmuştur.

İkincisi, yeşil bir tahvil ihraç etmek için ihraç eden kişinin seçimi, geçiş riskini ele almayı amaçlayan bir işaret olabilir.

Üçüncüsü, yeşil tahvil ihracı, ihraççılar ve yatırımcılar arasında iklimle ilgili konularda daha fazla şeffaflık ve katılımı teşvik etmektedir. Yeşil tahvil piyasası, karbonla ilgili veriler üzerinde yoğunlaşmaya devam etmektedir. AIM, giderek artan bir şekilde, fiziksel risklerle ilgili daha fazla açıklama yapılmasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Özet olarak, yeşil tahvillerin iklim risklerini yönetmek için etkili bir araç olabileceği tahmin ediliyor. Yeşil tahviller, ihraççıların ve yatırımcıların hem iklim değişikliğinin hafifletilmesine, hem de uyumuna odaklanılmasını sağlıyor. İhraç sorumluluğunun değerlendirilmemesi, iklim risklerine karşı yeşil tahvilleri savunmasız bırakıyor. Yani, bir ihraççı tarafından beklenen stratejilerini gerçekleştiremeyen veya tahminlerini 2 derecelik bir senaryoda karşılayamayan yeşil tahviller, küresel politika ve tüketici talepleri değiştikçe, işlerini daha az karlı veya olay risklerine karşı savunmasız hale getirebilir.

Kaynak: “Can Green Bonds Help Us Manage Climate Risk?”, World Economic Forum

İndirmek için tıklayın

Diğer İçerikler